Kimsin Sen Edison?

Dünya tarihinde ismi dile getirildiğinde en fazla kafa karışıklığı yaratan insanlardan biri sanırım Thomas Alva Edison’dur.

Gezegenimizin gördüğü en büyük mucitlerden biri, yanında çalışanlara karşı kaba ve saygısız, acımasız ve aç gözlü kapitalist, dünyayı aydınlatan adam vb. pek çok sıfatı üzerinde barındıran biraz da karanlık bir adam.

Özellikle 2000’li yıllarla beraber dünya çapında ateşlenen Nicola Tesla sevdası sonucu, yukarıda sayılan sıfatların en olumsuzlarının ismi ile daha fazla anıldığı bir mucit ve girişimci.

Edison’un hayatının kısa bir özetini aşağıda dikkatinize sunuyorum.

1847 yılında Ohio’nun Milan kentinde dünyaya geldi. Thomas Edison 7 yaşında ikin ailesi ile birlikte Port Huron adında bir kasabaya yerleştiler. Thomas Edison ilköğretimine burada başladı. Ancak daha üzerinden 4 ay geçmeden bir hastalığa yakalandı. Okula tekrar başladığında disleksi hastası olduğu için algı sorunları yaşıyordu bu yüzden okul yönetimi Edison’u okuldan uzaklaştırma kararı aldı. Kanada’da öğretmenlik yapmış olan annesi Thomas Edison’un eğimine devam etti.

Evlerinin bodrum katını küçük bir kimya Laboratuvarına dönüştürmüştü. Özellikle de volta kaplarından elektrik akımı elde etme üzerinde araştırmalar yapıyor ve kendisi de deniyordu. Kısa zaman sonra Thomas Edison mors alfabesini öğrendi ve kendisi bir telgraf yaptı. Tam da bu dönemlerde geçirdiği bir rahatsızlık sonucu kulaklarında işitme problemleri yaşamaya başladı.

12 yaşına geldiğinde Port Huron ile Detroit arasında çalışan trende gazete ve meyve satmıştır. Kimya aşkı yüzünden Thomas Edison laboratuvarının bir kısmını trene taşımıştı. Trene götürdüğü kimyasallardan birinin kırılması ve treni yakması üzerine işinden oldu. Sonrasın da Jimmie Mackenzie sayesinde Edison telgraf operatörlüğüne başladı. Edison’nun işitme engeli onu etkilemişti. Ancak yanındaki telgraflardan gelen sesler onun duyması için teşvik olmuştu.

Thomas Edison, Michael Faraday’ın Experi Mental Research in Electricity isimli kitabını okudu ve çok etkilendi Faraday’ın deneylerini tekrarladı. Kendi deneylerine dair notlar tutmaya başladı.

21 Yaşına geldiğinde Thomas Edison’un Hayatı bir atölye kurarak devam etti ve elektrikli bir oy kayıt makinesi geliştirdi. Ancak makineyi kimse almayınca beş parasız ve borçlu bir şekilde New York’a yerleşti. Altın borsasında kullanılan telgraf bozulunca çareyi Edison’dan yardım istemekte buldular. Edison’un cihazı çok iyi şekilde onarması üzerine Western Union Telegraph Company firması Thomas Edison’ a bir öneride bulundu. Geliştirilmekte olan telgraflı kayıt aygıtları üzerine çalışmalar yapacaktı. Edison bunun üzerine bir arkadaşı ile birlikte şirket kurdu ve patentlerini satmaya başladı. Bu işten çok iyi para kazanan Thomas Edison bu parayla New Jersey’de telgraf ve telex makinesi üretimine başladı. Bir süre sonra buradaki iş yerini kapatarak New Jersey’ de bulunan Melon Park’ ta bir araştırma laboratuvarını kurdu. Yeni buluşlar yapmak için çalışmalarına yoğunlaştı.

1877 yılında sesi kaydedip tekrarlanabilen gramofonu (fonograf) geliştirdi. Thomas Edison’nun bu buluşu çok ses getirdi. Ünü artık yurtdışına yayılmaya başlamıştı.

1878 yılında, William Wallace’in yaptığı 500 ampul gücündeki ark lambasına göre maliyeti daha düşük ve daha güvenli bir yöntemle çalışan bir elektrik lambasını geliştirme işine girdi. Bunun içi kampanya başlattı ve gerekli parasal desteği sağladıktan sonra Edison Electric Company adında bir şirket kurdu. Havası boşaltılmış bir ortamda ışık yayan ve düşük akımla çalışan bir ampul yapmayı planlıyordu. Tam bir yıl süresince flaman olarak kullanabileceği bir tel yapmak için uğraş verdi. Yaklaşık 3000 denemeden sonra nihayet 1879 yılında yılbaşı gecesi 2000 adet karbon flamanlı elektrik ampulünü halka tanıttı. 1882 yılında New York sokakları ilk defa bu lambalarla aydınlığa kavuştu.

19 Şubat 1877’de yani 141 yıl önce bugün, Edison sesleri kaydedip tekrar çalabilmeyi sağlayan fonograf makinesinin patentini aldı.

Aslında bazıları endüstriyel tasarım olan toplamda 1.093 buluşun patent belgesini almıştır. Bir o kadar buluşu da patent belgesine bağlanmamakla birlikte dünyanın kullanımına açılmıştır.

Tüm bu başarılarına rağmen dünya bugün onu yardımcısı Nicola Tesla ile olan sorunlu ilişkisi ve ampulün mucidi olarak hatırlamaktadır. Oysa Edison (ya da ekibi) ampulü değil, ampulün içinde akkor hale gelen dayanıklılığı daha yüksek ve maliyeti çok daha düşük olan bir malzemeyi buldu. Pek çok sunumda yer alan “vazgeçmeyin Edison da 3000’den fazla denemenin sonunda amacına ulaştı” diye anlatılan amaç budur aslında.

50’li yıllarda bir senatörün ABD kongresindeki sitem dolu konuşması sırasında  “Ülkeyi 3 General yönetiyor.. General Motors, General Eisenhower ve General Electric” diye saydığı 3 generalden !!! birinin, General Electric’in de kurucusudur.

Yaptığı fonograf cihazının patentinin 141. Yıl dönümü nedeniyle bu yazıda anmak istediğimiz Edison hakkında “Nasıl bir insandı” sorununun cevabını okuyucuya bırakalım ve lambayı söndürüp, ofisten çıkalım…

 

Not: Patentler sadece tescil edildikleri ülkelerde ve sadece 20 yıllık koruma sağlar. Yazıda bahsi geçen tüm patentler artık kamu malıdır. 

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook

LinkedId