Issız Adada Girişimci Olmaz

X ve Y kuşaklarının kahramanları eski roman ya da filmlerin öne çıkan karakterleri, sporcular ya da sanatçılardı. Bu kuşaklar sokakta oynarken kendisini Pele, Maradona, prenses Sisi, Cüneyt Arkın ya da Kara Murat, Madonna, Michael Jackson, Muhammed Ali gibi karakterlerden birinin adıyla anardı. Hatırlarım gole doğru giden arkadaşım son 3-4 hareketini yaparken, Pele .. Pele çalımını atıyor ve gooollll diye bağırırdı.

2000’li yıllarla birlikte artık gençlerin kahramanlarının pek azı sanatçı ya da sporcu. Artık yeni kahramanlar Elon Musk, Jeff Bezos, Mark Zuckerberg, Bill Gates, Steve Jobs, Jack Ma gibi “girişimciler”

Bu insanların her birinin hikayeleri neredeyse aynı. Üniversite okuyanlar okuldayken, okumayanlar ise garajlarda! bir teknolojik buluş, inovasyon ya da gelişmiş fikir etrafına ördükleri işletmeyle yüz milyarlarca dolar sahibi olmaları.

Kişisel hikayeleri köpürtülürken ne kadar çok çalıştıkları, ne kadar yaratıcı oldukları ve yolda ne kadar başarısızlık yaşasalar da vazgeçmedikleri çeşitli argüman ya da örneklerle anlatılır.

Bu hikayeler anlatılırken hiç bahsedilmeyen bir konu vardır. O da bu kahramanların işe giriştiği yerdeki hukuki düzenlemeler, yatırım çevre ve atmosferinin ne olduğudur. Kahramanların her birinin fikri son derece değerli ve yaratıcı elbette. Ancak bulundukları ekonomik ve hukuki ortam, yatırım atmosferi ve ekonomik büyüklük de bu hale gelmelerindeki en büyük etmenlerden biridir.

Bizde de bazı çok kıymetli ve başarılı olmuş girişim var. Ancak sayıları çok çok az hele orijinal fikri olanlar bir elin parmağı kadar bile değil.

Bildiğiniz gibi üniversitelere belli avantajlı koşullar sağlanarak teknokent adı verilen girişimcileri bir araya toplayıp bir sinerji yaratarak gelişmelerini amaçlayan yapılar var. Bunlardan en çok tanınan bilineni de İTÜ’nün Arı Teknokent’i.

Bakın ABD’li kahramanların işletmeleri, fabrikaları için eyalet valilerinden vergi teşviği hatta federal hükümetten neredeyse “sen %1 gelir vergisi öde yeter” diye özetlenebilecek kıyaklar aldığı kapitalizmin kalesi ABD’de bunlar olurken, İTÜ Arı Teknokent’te ne oluyor. Burada faaliyet göstermeye çalışan bir girişimin CEO’su yaşananları nasıl özetle

Anlattıklarına dair video da aşağıda dikkatinize..

Diyebilirsiniz ki, bunlar dert değil, engel değil. Tek başına baktığınızda doğrudur bunlar bir insanı anında pes ettirecek zorluklar değil. Ama bir girişimci ne kadar kendi işi ve odağı dışındaki dertlerle uğraşmaya başlarsa o kadar kafası bulanmaya ve karışmaya başlar.

Burada hangi siyasi otorite olursa olsun girişimcilere, toplumun diğer kesimlerinde sosyal adaletsizliğe uğradıkları hissini yaratmayacak kadar destek olmalı önlerindeki taşları temizlemelidir. Issız adada girişimcilik söz konusu olamayacağı için, girişimciye muhatap olduğu tüm kesimlerle ilişkilerinde destekler sağlanmalıdır.

Konu belli insanların kayırılması değildir. Üretilecek her değerin ülkenin tümü için bir istihdam, ekonomik ve refah sağlayıcı etkisi olacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook

LinkedId