Bir Domain Bir Musibet Bin Nasihat…

Dün ajanslar ve haber sitelerine sonrasında da sosyal medya gündemine bomba gibi bir haber düştü. Bu haber güzel Türkçe’mizde yer alan bir atasözünü aklıma getirdi… “Bir musibet bin nasihate yeğdir”

Teknik ismi “haber” olsa da sınai mülkiyet haklarının bir kısmını oluşturan internet alan adları (Domain) konusunda bir ders niteliği taşıyor. Okuması 1 dakika sürmeyen bu haber belki bir saat sürecek bir sunum ya da anlatım sürecini hap şeklinde sunuyor.

Dediğimiz gibi haber medyanın pek çok alanında kendine yer buldu biz Euronews web sitesinden aldık. Önce haberi okuyun hemen ardından neden ders niteliğinde onu madde madde anlatalım…

 “Türkiye’nin ilk elektrikli yerli otomobilini geliştirmek için kurulan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu, “togg.com” internet alan adını almak için Amerika Birleşik Devletleri’nde açtığı davayı kaybetti.

George Gould isimli bir bilgisayar mühendisi, kendi kurduğu “The Office of George Gould” isimli şirketi için “togg.com” alan adını 2003 yılında almış, 2010 yılında da şirketini ve isim haklarını bir başka şirkete satmış. Alan adı hali hazırda Kuzey Virjinya eyaletinde bilgisayar altyapısı hizmetleri veren başka bir şirketin internet sitesine yönlendirilmiş durumda.

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO), TOGG’un bu alan adının kendi markası ile karıştırıldığı için açılan davada, savunma makamının “TOGG 2018 yılında kuruldu, hiçbir şey üretmiyor, hiçbir şey satmıyor, hiçbir müşterisi ve ürün bilinirliği bulunmuyor,” ifadelerini haklı bularak TOGG’un talebini reddetti.

TOGG’un geçmişinden kısaca bahsedilen dava dosyasında şirketin otomobil üretmek amacıyla 28 Haziran 2018 yılında kurulduğu, davacının henüz bir fabrikasının bulunmadığı fakat Aralık 2019’da İtalya’daki üçüncü bir kurum tarafından üretilen iki elektrikli otomobil prototipinin tanıtımını yaptığı belirtildi. Şirketin Türkiye ve Avrupa Birliği’nde çok sayıda marka kaydı bulunduğu, 16 Temmuz 2018’de de togg.com.tr alan adını aldığı belirtildi.

Davanın karar bölümünde TOGG’un isim benzerliği noktasındaki şikayetinde haklı olduğu fakat davalı tarafın söz konusu alan adını 2014 yılında yani TOGG’un kurulmasından 4 yıl önce satın aldığı ve bu nedenle bir kötü niyet taşımasının mümkün olmadığı sonucuna varıldığı belirtildi.

Savunma ayrıca, TOGG’un 2018 yılında marka ismini belirlemeden önce bu alan adının kanuni bir şekilde satın alındığını ve kurallara uygun bir şekilde kullanıldığını bilmesi gerektiğini belirtmiş, WIPO da bu savunmayı haklı bulmuş.”

 

Şimdi gelelim domain tescilleri hakkındaki derslere..

  1. “….George Gould isimli bir bilgisayar mühendisi, kendi kurduğu “The Office of George Gould” isimli şirketi için “togg.com” alan adını 2003 yılında almış, 2010 yılında da şirketini ve isim haklarını bir başka şirkete satmış. Alan adı hali hazırda Kuzey Virjinya eyaletinde bilgisayar altyapısı hizmetleri veren başka bir şirketin internet sitesine yönlendirilmiş durumda. İnternet alan adları alınıp satılan bir sınai mülkiyet hakkıdır…
  2. “Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO), TOGG’un bu alan adının kendi markası ile karıştırıldığı için açılan davada, savunma makamının “TOGG 2018 yılında kuruldu, hiçbir şey üretmiyor, hiçbir şey satmıyor, hiçbir müşterisi ve ürün bilinirliği bulunmuyor,” ifadelerini haklı bularak TOGG’un talebini reddetti.” Sınai haklar açısından kullanım çok önemli bir durumdur. Alınan belgeler duvar süsü olmanın ötesinde aktif olarak kullanılmalıdır.
  3. Ülke uzantısı (.com.tr) taşımayan alan adlarında uyuşmazlık yaşandığında karar mercii (WIPO) Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü ‘dür
  4. “Davanın karar bölümünde TOGG’un isim benzerliği noktasındaki şikayetinde haklı olduğu fakat davalı tarafın söz konusu alan adını 2014 yılında yani TOGG’un kurulmasından 4 yıl önce satın aldığı ve bu nedenle bir kötü niyet taşımasının mümkün olmadığı sonucuna varıldığı belirtildi.” Genel olarak Sınai mülkiyet haklarında bu olaya özel de alan adlarında doğal sahiplik diye bir şey yoktur. “Ticaret sicilindeki adımız bu, bize ait olmalı ” gibi çok sık karşılaştığımız argümanlar burada geçerli değildir. Tüm sınai haklar için ilgili kurumlara başvuru yapılmalıdır.  
  5. Savunma ayrıca, TOGG’un 2018 yılında marka ismini belirlemeden önce bu alan adının kanuni bir şekilde satın alındığını ve kurallara uygun bir şekilde kullanıldığını bilmesi gerektiğini belirtmiş, WIPO da bu savunmayı haklı bulmuş.” Dünyanın ticaret açısından geldiği noktada, interneti yok saymak mümkün değildir ve bir ticari faaliyete başlıyorsanız birinci adım olarak yazdığınız notlara alan adını almayı da eklemeniz gerekir.

Bu son maddeden hareketle özellikle markalar ve alan adları işletme ya da ürün daha fikir aşamasındayken üzerine kafa yorulması; uzman kişiler olan patent – marka vekillerinden yardım alınması, profesyonel araştırma yapılması gereken alanlardır.

Birden fazla alan adı ya da marka da kararsız kalınması durumunda bile ilgili opsiyonların tamamının tesciline gidilmeli ve zaman içinde uzun vadede hangisinin kullanılacağına karar verilmelidir.

Hatta marka yönetimini profesyonel olarak yapan büyük işletmeler, zaman içinde muhtemel benzer domain – markaları engellemek adına, kullanacakları markaların varyasyonlarını da kendi adlarına tescil altına alırlar. Bu asıl marka için bir sınai mülkiyet kalkanı sağlar.

Pazarlama dünyasında net bir fikir birliğine varılamayan konulardan biri de bununla ilgilidir. Türkiye gibi küçük ve aile işletmelerinin egemen olduğu yerlerde aile adları ya da girişimci adları (ya da bunları net olarak ifade eden kısaltmalar ör: MNG – Mehmet Nazif Günal) sıklıkla ürün – işletme ismi olarak kullanılır.

Bazı uzmanlar, bunun bir sakıncası olmadığını hatta bir marka ya da işletmeyi bir yere getirmek için fazlasıyla fedakarlık yapmış bir girişimcin adını ürün ya da işletmeye vermesinin motivasyon açısından tetikleyici olduğunu söylerler. Bu görüşü savunanlara göre bu durum başarılı olmak için girişimciyi ittiğini ifade ederler.

Benim de içinde bulunduğum grup ise; girişimci ya da ailesinden birinin kendi hayatından yaşayacağı olumsuz bir durumda, ortaya çıkacak kötü sonuçların işletme – markayı da olumsuz etkileyeceğini savunmaktadır. Bu nedenle markaların, girişimci ya da aile adlarından farklı olması gerektiğine inanılmaktadır.

Bu nedenle bu tür isim kökenli markaların ortak #marka ya da garanti markası denilen daha üst noktada konumlanan marka türlerinde değerlendirilmesi uygun olacaktır. Ülkemizdeki en önemli örnekler Sabancı – SA / KOÇ / Vestel – ZORLU örnekleridir.

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook

LinkedId