Benim Başıma Gelmez Yaaa!

Uzun yıllar önce Amerikalı bir matematikçi insanlardaki kendilerine bir şey olmayacağına inanmaları fikri ile ilgili borsa üzerinden bir araştırma yapmıştı.

Biliyorsunuz borsalar birer kurtlar sofrasıdır. Neden iner, neden çıkar biz faniler bir türlü akıl sır erdiremeyiz. Burada mesleği bu iş olan çok sayıda profesyonel iktisatçı, işletmeci, broker, yatırımcı, bankacı fon yöneticisi, sektör uzmanı vb. insanlar bütün mesailerini hatta yıllarını harcar.

Tek tek hepsi ile konuşmadım tabii ama eminim ki, hemen hemen hepsinin verdikleri çok sayıda yanlış karar, batırdıkları fon ya da zarar ettirdikleri müşterileri vardır.

Mesela Garanti Bankası eski CEO’larından Ergun Özen’in ayrıldıktan sonra bir röportajında, bankanın hazine bölümünün sorumlusu iken yaptığı bir işlem nedeniyle bankayı 10 milyon dolar civarında bir zarar soktuğunu ve cebinde istifası ile o zamanki CEO Akın Öngör’e gittiğini ve onun isteği ile birlikte bankanın o zamanki sahibi Ferit Şahenk’e gittiklerini, Akın Öngör’ün kendisine nasıl kefil olduğunu ve bankada çalışmayı onun sayesinde sürdürdüğünü anlatmıştı.

Yani özetle yıllarını hatta hayatlarını bir işe vakfeden insanlar bile çok ciddi sonuçlar doğurabilen hatalar yapabiliyorlar. İnsanız neticede bu tabii ki mümkün.

İşte Amerikalı araştırmacı da bu duruma rağmen insanların nasıl da rahat bir şekilde hemen hemen hiçbir araştırma yapmadan ve bilgi sahibi olmadan sadece hisleri ile yatırım yaptıklarını araştırmıştı.

Ortaya çıkan sonuç, hiçbir bilimsel veriye dayanmayan “Bana bir şey olmaz” psikolojisi idi. İnsanlar tamamen anlık bir kararla x şirketinin hissesini alabiliyor ve bundan kar edeceklerinden emin olabiliyorlardı. Ve bunun tek sebebi de bu işi kendilerinin yapması ve sebepsizce özel olduklarına inanmalarıydı.

Onlara bir şey olmazdı….

Benzeri hissiyat bizim işimizde de mevcut maalesef ama genellikle de hikaye mutsuz sonla bitiyor.

Bakın PETOŠEVIC isimli meslektaşımız olan ve balkanlarda önemli bir iş hacmine sahip vekil firma da işini doğru yapmış ve Karadağ gümrüklerinde taklit malları müvekkili adına yakalamış.

Haber şöyle:

“30 Ağustos 2018’de, bir PETOŠEVIC Karadağ temsilcisi ve yerel gümrük idaresi, Nike®, Hermès® ve Dsquared2® ticari markalarını ihlal ettiği tespit edilen yaklaşık 900 öğenin imhasına tanık oldu.

Podgorica’nın başkentinde imha edilen mallar şunları içeriyordu:

Nike® markasını ihlal eden 189 çift ayakkabı ve 382 spor eşyası, çoğunlukla eşofman ve şortlar;

Hermès® ticari markasını ihlal eden elbiseler, tişörtler, el çantaları, kemerler ve eşarplar dahil olmak üzere 277 giyim eşyası ve aksesuar ile Dsquared2® ticari markasını ihlal eden 36 deri ceket.

Taklitler, 2017 yılında Podgorica’daki çeşitli gümrük terminallerinde ele geçirildi ve Podgorica ve Budva, Nikšic ve Bijelo Polje kasabalarından yerel şirketler için tasarlandı.”

Burada isimleri, ülkeleri, ürünleri ve şehirleri değiştirin ve bunun sizin de başınıza gelebileceğini düşünün lütfen.

Eğer yurt dışına ürün gönderiyorsanız marka, patent, tasarım ya da diğer fikri mülkiyet haklarınızı ciddiye alın ve tescille koruyun. Canım bizim oradaki ortak sağlam bize bir şey olmaz, herkes yapıyor bize mi denk gelecek vs. gibi, somut bir gerekçeye; ilgili ülkede geçerli yasal bir korumaya sahip değilseniz her an her dakika başınız ağrıyabilir.

Daha önceki yazılarımızda da pek çok büyük firmanın bu konuda nasıl sorunlar yaşadığına değindik.  Büyük ya da küçük firma olmanız, çok hacimli ya da az mal göndermeniz önemli değil. Eğer sebepsiz bir şekilde benim başına gelmez duygusuna sahipseniz, acilen bundan kurtulun. İnanın çok da büyük olmayan bir bütçe ile bu işi çözebilirsiniz. Bir vekilden yardım alın. Siz tüm dünyada ya da herhangi ülkedeki her uygulamayı bilemeyebilirsiniz. Kaldı ki, mevzuatlar pek çok ülkede, bizde de olduğu gibi sıklıkla değişmekte. 10 yıl önce doğru bildiğiniz artık geçerli olmayabilir.

Fikri mülkiyet yaşayan bir konudur ve her gün gelişmekte, güncellenmektedir.

Buna ek olarak, pek çok alanda olduğu gibi bizim alanımızda da bir sürü efsane piyasa oyuncuları tarafından dillendirilmektedir. Bir tasarımın 7 yerini değiştirirsen farklı olur, markanın başına ek yaparsan bir şey olmaz vb.

Bunların %99’u yanlış bilgi ve dediğimiz gibi efsanedir.

Son söz: Eğer ihracat yapıyorsanız ya da daralan iç piyasadan kaçıp yurt dışında bir şeyler yapmayı düşünüyorsanız; lütfen marka, patent ve tasarım haklarınızı da iş yapmak istediğiniz ülkede korumayı unutmayın. Unutmayın, fikri mülkiyette tescil bölgeseldir. Hangi ülkede başvuru yaparsanız orada koruma alırsınız.

Benim başına gelmez demeyin, her an dünyanın her yerinde sizin de başınıza gelebilir.

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook

LinkedId