Az Çalışıp Çok Kazanmak Mümkün.. Üstelik Gerekli!

Özellikle Mayıs ayının başından beri yükselen dolar kuru ve cari açık meselesi hemen herkesin birinci gündem konusu. Sürekli, sadece 50 liralık benzin alanların dışında; tek tek bireylerden, holdinglere kadar herkesi derinden etkiliyor bu iki parametredeki artış.

İşin çözümüne dönük olarak mali ve para politikaları uzmanlık alanımız değil. Ama bildiğimiz bir şey var o da bu tarz olumsuz durumların, kısa vadeli çözümlerle atlatılamayacağı. Sürekli konuşulan, lafı edilen bir yapısal reform kavramı var siz de duymuşsunuzdur mutlaka. İşte bu yapısal reform meselesinin bizim alanımıza giren kısmı ile ilgili bir şeyler yazalım dedik.

Sn. Özcan Kadıoğlu’nun bugün Dünya Gazetesi’nde yer alan köşesinde kullandığı tabloyu aşağıda dikkatinize sunuyoruz. Biz tablonun bizim alanımızla direkt ilgili kısmını aldık.

Bu tabloya ek bir iki veri de biz verelim. Ülkemizde bir kişi ortalama yıllık 1.800 saat çalışıyor. Ürettiği mal-hizmetin değeri ortalama 25.000 dolar. Aynı rakam Almanya’da 1.500 saat ve 100.000 dolar civarı. Yukarıda yer alan tabloya göre yüksek teknoloji ihracatımız toplam ihracat içinde %3,9 seviyesinde. Almanya’da %27…

Aslında melese gayet açık. Biz daha çok çalışıyor ama daha az değeri olan ürün-hizmet üretiyoruz. Popüler deyişle katma değeri az şeyler üretiyoruz.

Teknolojinin gittiği yön ve hız baz alındığında bu rakamlar bu şekilde devam ederse, orta vadede ihracat yapacak ürün-hizmet bulmakta sıkıntı yaşayabiliriz.

Peki çare ne? Ne yapılmalı?

Olabilecek en hızlı şekilde ülkemizin neyi yapabileceği ve iyi yapabileceği tespit edilmeli. Bu alanlara dönük yetişmiş personelin evrensel bilgi ile buluşması kolaylaştırılmalı. Bu insanlardan yeni yetişmiş insanlar üretmeliyiz.

Seçtiğimiz belli konularda (Ör: Genetik, yapay zeka ya da giyilebilir teknolojiler) uzmanlaşalım ve teknoloji üretelim.

Devlet desteği bu alanlara verilsin ve bu konularla ilgili sonuç odaklı Ar-Ge yapalım yani patent üretelim. Üretilen patentleri yapılacak pazarlama çalışmaları ile marka haline getirelim.

Yatırım – girişim atmosferi, ekonomik büyüklük vs. gibi değerler çok farklı biliyorum ama popüler örnekler dikkat çekiyor o nedenle Apple diyorum. Şirketin değeri Mayıs 2018 itibariyle 958 milyar dolar olmuş durumda. Ve halen bu şirketin kasasında 200 milyar dolara yakın nakit olduğu iddia ediliyor. Bizim gayri safi milli hasılamız 800 milyar dolar değil…

Bu geminin dümenini döndürmek anlamına geliyor ve burada yazılan kadar kolay olmadığını da farkındayız. Ama zaten yarın başlasak elle tutulur bir sonuç almak en iyi ihtimalle 10 yıl sürecektir.

Bu topraklardan teknoloji de çıkar marka da. Yeter ki ortak akılla oluşturulan bir planımız olsun.

Herkese hayırlı ramazanlar diliyoruz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook

LinkedId