Global Köydeki Marka

Dünya ticaretinin önündeki engellerin yavaş yavaş kalkması ve iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte dünya global bir köy halini aldı.

Bu global köyde artık bir ürün tedarik etmek isteyenler için fiziki sınırlar sadece kağıt üzerinde var. İhracat artık hiç olmadığı kadar olağan ve basit bir işlem haline geldi. Bu noktada sizden binlerce kilometre uzaktaki alıcınız için benzer iki ürünü birbirinden fiyat, lojistik, kalite, tedarik edilebilirlik vb. pek çok kriter ayırır durumda. Tüm bu kriterleri bir araya getiren tek bir olgu var dünyada. O da MARKA.

Globalleşen ticaret, bir ürünün sadece bir yerden ya da sadece bir üreticiden tedarik edilebilmesi kavramını da eskide bıraktı. Bu durum da ihracatçılar için hiç olmadığı kadar sert bir fiyat rekabetini getirdi. Bu rekabetin tek panzehri de marka olmak.

Bir markanın bahsettiğimiz kriterleri bünyesinde taşıyabilmesi ve hedef tüketicisi için değer ifade etmesi için yapılacaklar pazarlamanın işi. Ancak iki markanın birbirinden farklı olması konusu ise, fikri mülkiyetin alanına girmekte.

İlk yazımız olması nedeniyle tam da bu noktada fikri mülkiyet açısından markanın tanımını verelim, konu daha da netleşsin. Fikri mülkiyet aşısından marka: bir işletmenin ürettiği ya da sattığı mal ve hizmetleri diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etmek için kullanılan her türlü; sözcük, şekil, renk, harf, sayı, sesler, hareket, koku veya ambalajdan ibaret olabilen İŞARETTİR.

Bu işaretlerin tamamı, marka olarak tescille koruma altına alınabilmektedir. Markası olan ya da yeni marka arayışında olan ihracatçılar için kritik bir hatırlatma yapmamız lazım. Marka tıpkı diğer fikri mülkiyet unsurları gibi tescil işlemi tamamlanan ülkede korunurlar. Yani, Türkiye’de sahip olduğunuz tescil sizi sadece Türkiye’de korur.

İhracatçıların çoğu ürünlerini gönderdikleri müşterileri, bayileri, distribütörleri ya da ilgili ülkedeki aracıların desteği ile işlemleri tamamlamakta ve ihracat döngüsünü sürdürmektedir. Bu döngüyü sağlayan unsurlar, bazen iyi niyetli davranmamakta ve sizin ürünlerinizi gönderdiğiniz ülkede markanızı kendi adlarına tescil ettirebilmektedirler.

Böyle bir durumda kendi markanızı kaybetmeniz bir yana, ürünlerinizin ilgili ülkeye girişi sırasında gümrüklerde pek çok olumsuz durumun yaşandığını ve ürünlerin heba olduğuna bizzat şahit oldum.

Pazarlama açısından markanızın taşıdığı size özel değerlerin, fikri mülkiyet hukuku açısından da size özel kalması ve taklitlerinin önüne geçebilmeniz için ihracat yaptığınız ülkelerde de marka tescilini yaptırmanız gerekmektedir.

Tescille sağlanan koruma ülkesel olduğu için, tek başvuru ile tüm dünyada koruma sağlamak gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak özellikle iletişim araçları ve internetin etkisi ile sınırsızlaşan dünya ticareti, fikri mülkiyet hakları konusunda da devletlerin çeşitli anlaşmalarla süreçleri kolaylaştırma konusunda istekli olmalarını sağlamıştır. Böylece tek tek ülke bazında yapılabilen işlemleri maliyet, süreç ve bölgesel kapsam açısından oldukça avantajlı hale getiren uluslararası tescil sistemleri doğmuştur.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook

LinkedId